CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Anlaşılıyor ki Soma’da ne olduysa, Amasra’da da aynısı olacak. Bir hafta geçti denetçi sayısı, savcı sayısı açık artırmaya çıktı, ama ortada suçlanan, gözaltına alınan yok. İstifa eden veya görevden alınan yok.” dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Dünya Gazeteciler Günü’nü kutladı.
Türkiye’de gazeteciliğin kolay olmadığını belirten Öztrak, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 149’uncu sıradayız. Basın özgürlüğü konusunda, Sri Lanka’yla Sudan’la komşuyuz.” ifadesini kullandı.
Ahmet Taner Kışlalı’yı da anan Öztrak, dezenformasyon yasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yasanın yürütmesinin durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptıklarını hatırlatan Öztrak, “Bu başvuru, Anayasa Mahkemesi için çok ciddi bir samimiyet sınavıdır. Demokrasimize, anayasal hak ve özgürlüklerimize yönelik bu tehdide, Anayasa Mahkemesi ‘dur’ demelidir. Anayasa Mahkemesi, varlık sebebi olan anayasayı, temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini göstermelidir.” görüşünü paylaştı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) tüm muhalif kanallara “ceza üstüne ceza yağdırdığını” da ileri süren Öztrak, şunları kaydetti:
“Sarayın kibirlisi, seçim öncesi, elindeki bu sopayı yitirmemek için milletvekili borsası bile kurdu. Zulüm ile abat olmaya kalkanın akıbeti berbat olur. En son Tele1 için verilen ekran karartma cezası da diğerleri gibi seçimlere kadar muhalif kanalları susturma planları, zalimin zulmünün arşa çıktığının bir başka göstergesidir. Bütün çabaları, özellikle seçim sath-ı mailine girdiğimiz bu dönemde, sebebi oldukları derin yoksulluk ve hayat pahalılığı görülmesin. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Mazlumun ahı indirir şahı. Sandıkta milletimizden çıkacak gür ses belli, kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.”
“Milli paramız, dolar karşısında yüzde 55 değer yitirdi”
İktidarın ekonomi politikasını eleştiren Öztrak, “Merkez Bankasının elinden faiz silahını aldıkları gün tabela faizi yüzde 19’du, bugün yüzde 10,5. Ama o gün yüzde 19 olan enflasyon, bugün yüzde 83. O gün 8 lira 60 kuruş olan dolar kuru, bugün 18 lira 60 kuruş. Milli paramız, o günden bu güne dolar karşısında yüzde 55 değer yitirdi.” diye konuştu.
Dünya üzerinde dolar karşısında, en çok değer yitiren para biriminin Türk lirası olduğunu savunan Faik Öztrak, şöyle devam etti:
“Milli paramız, sadece dolar karşısında değil, Bulgar levası karşısında yüzde 42, Papua Yeni Gine kinası karşısında yüzde 52,5. Mozambik metikali karşısında yüzde 53, Gürcistan larisi karşısında yüzde 58, işgal altındaki Ukrayna’nın grivnası karşısında yüzde 35, savaştaki Rusya’nın rublesi karşısında yüzde 60 değer kaybetti. Şunu anlamak gerçekten zor, Taliban’ın Kaleşnikoflu Merkez Bankası Başkanı bile bizdeki beceriksizlerden çok daha liyakatli çıktı. Türk lirası, Afganistan afganisi karşısında bile yüzde 53 değer kaybetti. Bu ülkeyi bu hale getirmeyi nasıl başardınız?
Bu millete 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi vadeden kim? Sizsiniz. Bırakın ilk 10 ekonomi arasına girmeyi, ülkeyi ilk 20’den düşme sınırına getirdiniz. Erdoğan 2023 için 2 trilyon dolar gelir vadetti. Peki, getirdiği bütçe ne diyor? ‘2023’te ülkenin geliri olsa olsa 867 milyar dolar olur’ diyor. Yani 2023 hedefinin yarısı bile değil. Millet, 1 trilyon 133 milyar dolar sizden alacaklı. Millete yüzde 5 enflasyon vadettiniz. Ama bu gün ipe sapa gelmez ekonomi yönetiminizle Türkiye’yi dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip, ilk beş ekonomisi arasına soktunuz. Verdiğiniz hiçbir sözü tutmadınız. Bu iflasın ilamı değil de nedir?”
Amasra’daki maden kazası
Bir hafta önce Amasra’dan gelen acı haberle Türkiye’nin yüreğine ateş düştüğünü, 41 maden emekçisinin tedbirsizliğe ve ihmale kurban gittiğini söyleyen CHP Sözcüsü Öztrak, Sayıştay raporunun bu madenle ilgili bulgularını daha önce paylaştıklarını aktardı.
Madendeki gazla ilgili ailelerin şahitliklerinin ve söylediklerinin de ortada olduğunu ifade eden Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz. Ama Erdoğan, 301 madencimizin katledildiği Soma faciasında ne dediyse aynısını, 41 canımızı yitirdiğimiz Amasra faciasında tekrarladı durdu. Anlaşılıyor ki Erdoğan’ın elinde maden facialarında yapacağı konuşma için standart bir metin var. Faciaların isimleri ve ölenlerin sayıları değişiyor ama söyledikleri hiç değişmiyor. Bunlar boş laflar. Ortada tek bir korkunç hakikat var. Erdoğan, ülkemizi maden kazalarında yitirilen madenci sayısında birinci yaptı. 8 yıl önce Soma’da 301 canımızı yitirdiğimizde Erdoğan, ‘Bu kaza en küçük detayına kadar araştırılıyor. Hiçbir ihmalin göz ardı edilmesine izin vermeyeceğiz. Olay aydınlatılacak, hem aileleri hem de kamuoyunu tatmin edici adımlar atılacaktır. Herkes müsterih olsun’ demişti. Ama Soma davasında suçlu bulunanlar, türlü yargı kumpaslarıyla serbest bırakıldı. Hayatını kaybeden madencilerin avukatlarından başka hiçbir tutuklu kalmadı. Bugün Amasra’daki facia için de Erdoğan aynı lafları edip duruyor. Anlaşılıyor ki Soma’da ne olduysa Amasra’da da aynısı olacak. Bir hafta geçti denetçi sayısı, savcı sayısı açık artırmaya çıktı, ama ortada suçlanan, gözaltına alınan yok. İstifa eden veya görevden alınan yok. Başta Enerji Bakanı herkes yerli yerinde, koltuklarına yapışmış oturuyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisine ilişkin “ziyaretin karanlık tarafları” olduğunu söylediğini belirten Öztrak, şöyle devam etti:
“Ne demişler? Kişi kendinden bilir işi. Sayın Erdoğan, bu ülkede Başbakan olmadan önce Soros’la fotoğraflar veren sizsiniz. Daha partinizin Genel Başkanıyken, Amerika’da karanlıklar prensi Richard Perle ile gizli saklı masaya oturan sizsiniz. ‘Çizmeli adam’ dersem belki daha iyi hatırlarsınız. Daha partinizin Genel Başkanıyken Washington’da, CIA’in Türkiye Masası eski şefi Graham Fuller ile görüşmeler yapan da sizsiniz. Erdoğan’a tavsiyemiz, bu kelimeleri kulağına kim fısıldıyorsa iyice bir kolaçan etsin sonra giderayak, ‘Aldatıldım’ diye milletin huzuruna çıkmasın.”
Soruları yanıtladı
Faik Öztrak, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, verdiği bir röportajda, yeni ekonomi modeli için “Bunun biraz acı vereceğini ve bir şekilde geçeceğini hesaplamıştık. Acının şiddetini artıran şey savaş oldu” dediği aktarılarak, değerlendirmesi sorulan Öztrak, şu yanıtı verdi:
“Nebati Bakanın yaptığı tam şecaat arz ederken sirkatin söylemektir. Model falan deyip millete yaşattıkları ekonomik buhranın, sebebi oldukları ekonomik yıkımın, taammüden yapıldığının ikrarıdır. Bilerek ve isteyerek bu yıkıma sebep olmuşlardır. Şimdi Nebati Bakan çıkıp bir de övünerek bunu itiraf etmektedir. Milletimiz, herkesin ne yaptığını görüyor, notunu da veriyor. Sandıkta da bu kifayetsizlere gereken cevabı verecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin partisine katıldığı programdaki sözlerine yönelik eleştirilere, “Söylediğim çok açık ama istismar ediyorlar” yanıtını verdiğinin hatırlatılması üzerine Öztrak, şunları dile getirdi:
“Neyi istismar ediyorlar anlamadım? Atanmış İçişleri Bakanı, gün gün Türkiye’de kalan PKK’lı teröristlerin sayısını verip duruyor. Ağustos sonunda ‘100 terörist kaldı’ dedi. Şimdi bu 100 terörist ne zaman bir araya gelip de 5, 10, 15 çocuk yapıyorlar. Erdoğan çıkıp bunu açıklasın. Zırva tevil götürmez, Erdoğan’ın neyi kastettiği çok açıktır. Kendine oy vermeyen herkese terörist damgası vurmayı alışkanlık haline getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşı birinci sınıf vatandaştır ve Erdoğan tüm yurttaşlarımızdan bu sözleri sarf ettiği için derhal özür dilemelidir. Bu tevil kabul etmez.”
“TSK’nın gerçekleştirdiği operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddia edilmişti. Hatta o iddiayı gündeme taşıyan isimlerden biri de CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu. Bu konunun araştırılması için bir soru önergesi vereceğini söylemişti. O önerge verilecek mi? CHP bu iddialara nasıl bakıyor?” sorusunu ise Öztrak, “TSK, terörün en sıcak günlerinde bile kimyasal silaha asla tevessül etmemiştir. Mehmetçiğimizin sicili temizdir. Öyle hassas ve istismara açık bir konuda ulu orta açıklama yapılması yanlış olmuştur, doğru bulmuyoruz.” diye yanıtladı.