Çanakkale’de kuralık bal arıcılığı da etkiledi

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava durumu hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Türkiye son yılların en kurak dönemlerini geçiriyor. 

Ocak ayı ortasında gelmeyen kış herkesi korkutuyor. 

Kuraklık arılara da vurdu

Ülkenin birçok bölgesindeki göletle barajlarda su seviyeleri azalmaya başlarken, mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklık ve kuraklık nedeniyle arıcılık faaliyetlerinde de olumsuzluk görülüyor.

Arı kolonilerinde kayıp yaşanabilir

ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, kuraklık ve sıcak havanın arı nüfusunda düşüşe neden olduğunu, bahar şartlarının erken oluşmasıyla arı kolonisi kayıplarının olacağına dikkat çekti.

“Yavaş yavaş kovan kapatmaya başladık”

Kuraklığın arılardaki etkisine değinen Prof. Dr. Baytekin, şunları kaydetti: 

“Kuraklıkla birlikte ılıman geçen kışlar da arı nüfusunu, koloni varlığını doğrudan doğruya etkiliyor. Yavaş yavaş kovan kapatmaya başladık. Arılar, sonbaharda yavruyu erken kesti. Polen kaynakları azalınca erken güze girmek zorunda kaldı ama yaz bitmedi, kış gelmedi. Bu nedenle de arılar sürekli çevrede bir şeyler aramak için çıkış yaptı. Bunun sonucunda ömürleri kısaldı. Dolayısıyla 8 çıta arıyla başladığımız kovanlar, şu an 6 çıtaya düşmüş durumda. 2-3 çıta arıyla kışa girdiğimiz kovanlarda şu an 1 çıta arı bulunuyor ve hiç yavru yok. Bazı arıcılarımız bu dönemde besleme yapmaya başladı. Çünkü sürekli uçan arılar enerji sarfetti. Enerjiyi kovan içi stoklardan karşıladı. Arı, kış salkımı oluşturmadı. Dolayısıyla besleme yapanlarda da risk oluşmaya başladı. Önümüzdeki günlerde eğer arılar yavruya yatar, ardından soğuklar gelirse bu defa ‘yavru çürüğü’ sorunları ortaya çıkacak, koloni kayıpları daha da artacak. Bu nedenle 45 günlük hava durumlarını gözden geçirmek ve ona göre besleme yapmakta yarar var. Eğer kovan içerisinde stok bal varsa besleme yapmanın bir gereği yok. Geçtiğimiz yıla benzer bir yıl yaşıyoruz. Kış ılıman geçiyor, arı sürekli çalışmaya gayret ediyor, kovan dışına çıkıyor, salkım oluşturamıyor. Dolayısıyla ana arı diyapoza giremiyor. Sürekli aktif kalıp, diyapoza girmeyen ana arıların önümüzdeki baharda yumurta performansı düşecek. Arıların bu şekilde bahara güçlü çıkması neredeyse imkansız. Eğer bahar koşulları erken oluşursa cemreler düşmeden önce çiçekler açmaya başlarsa koloni kayıpları daha da yükselecek demektir. Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri de arıcılığın değişen iklim şartlarından etkilendiğini kaydederek, Kışın arılarımız dışarı çıkıp gezinebiliyor. Gezdikçe de kovandaki stoklarını tüketiyorlar. Kovanda stokları tüketen arılar ölümle burun buruna geliyor. Arıcıların özelikle bu dönemde arıları besinsiz bırakmamaları gerekiyor. Stokları tüketen arılarını besin takviyesiyle yaşatmaları gerekiyor. Yoksa bu güzel havalar, arıların kış stoklarını tüketip, kış ayından çıkamamasına neden olacak. Doğanın canlılığı arıcılıkla paralel gidiyor. Yağışların olmaması bizi direkt etkiliyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir